FİTNE VE KIYAMET ALAMETLERİ BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
114 - (2939) حدثنا
شهاب بن عباد
العبدي. حدثنا
إبراهيم بن
حميد الرؤاسي
عن إسماعيل بن
أبي خالد، عن
قيس بن أبي
حازم، عن
المغيرة بن
شعبة، قال:
ما
سأل أحد النبي
صلى الله عليه
وسلم عن الدجال
أكثر مما
سألت. قال "وما
ينصبك منه؟
إنه لا يضرك"
قال قلت: يا
رسول الله!
إنهم يقولون:
إن معه الطعام
والأنهار. قال
"هو أهون على
الله من ذلك"
[ش
(وما ينصبك
منه) أي ما
يتعبك من
أمره. قال ابن
دريد: يقال
أنصبه المرض
وغيره. ونصبه.
والأول أفصح.
قال: وهو تغير
الحال من مرض
أو تعب. (هو
أهون على الله
من ذلك) قال
القاضي: معناه
هو أهون على
الله من أن
يجعل ما خلقه
الله تعالى
على يده مضلا
للمؤمنين
ومشككا
لقلوبهم بل
إنما جعله له
ليزداد الذين
آمنوا إيمانا.
ونثبت الحجة
على الكافرين
والمنافقين
ونحوهم. وليس
معناه أنه ليس
معه شيء من
ذلك].
{114}
Bize Şîhab b. Ahmed
Eî-Abdî rivayet etti. (Dediki): Bize İbrahim b. Humeyd Er-Ruâsî, İsmail b. Ebî
Hâlid'den, o da Kays b. Ebî Hâzim'den, o da Muğîra b. Şu'be'den naklen rivayet
etti, (Şöyle demiş):
Deccal hakkında Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Ssllem)'e benim sorduğumdan daha çok soran olmamıştır,
«Ondan seni yoran nedir?
O sana zarar veremiyecektir.» buyurdu. Ben :
— Yâ Resûlallah, onun
beraberinde yiyecek ve nehirler olacakmış diyorlar, dedim.
«O Allah nezdinde bundan
daha kıymetsizdir.» buyurdular.
115 - (2939) حدثنا
سريج بن يونس.
حدثنا هشيم عن
إسماعيل، عن
قيس، عن
المغيرة بن
شعبة، قال:
ما
سأل النبي صلى
الله عليه
وسلم عن
الدجال أكثر
مما سألته. قال
"وما سؤالك؟"
قال قلت: إنهم
يقولون: معه
جبال من خبز
ولحم، ونهر من
ماء. قال "هو
أهون على الله
من ذلك".
{115}
Bize Süreye b. Yûnus
rivayet etti. (Dediki): Bize Huşeym İsmail'den, o da Kays'dan, o da Muğîra b.
Şu'be'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş):
Deccal hakkında Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Ssllem)'e benim sorduğumdan daha çok soran olmamıştır:
«Sualin nedir?» buyurdu. Ben :
— Onun beraberinde
ekmekle etten dağlar ve sudan bir nehir olduğunu söylüyorlar, dedim.
«O Allah indinde bundan
daha kıymetsizdir.» buyurdular.
115-م - (2939)
حدثنا أبو بكر
بن أبي شيبة
وابن نمير.
قالا: حدثنا
وكيع. ح
وحدثنا إسحاق
بن إبراهيم.
أخبرنا جرير.
ح وحدثنا ابن
أبي عمر.
حدثنا سفيان.
ح وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
يزيد بن
هارون. ح
وحدثني محمد
بن رافع.
حدثنا أبو
أسامة. كلهم عن
إسماعيل،
بهذا
الإسناد، نحو
حديث إبراهيم
بن حميد. وزاد
في حديث يزيد:
فقال لي "أي
بني".
{m-115}
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe
ile ibni Numeyr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Veki' rivayet etti. H.
Bize İshak b. İbrahim de
rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir haber verdi. H.
Bize İbni Ebî Ömer de
rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân rivayet etti. H.
Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe
dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Yezîd b. Harun rivayet etti. H.
Bana Muhammed b. Râfi'
dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti.
Bu râvilerin hepsi
İsmail'den bu isnadlâ İbrahim b. Humeyd'in hadîsi gibi rivayette
bulunmuşlardır. Yezid'in hadîsinde: «Bana ey oğulcuğum, dedi.» ziyâdesi vardır.
İzah:
Bu hadîsi Buhari ile
ibni Mâce «Kitabu'l-Fiten»'de tahric etmişlerdir.
Hadîsdeki; «O Allah
indinde bundan daha kıymetsizdir.» cümlesinden murad: Onun Allah indinde
kendisine verdiği hârikaları mü'minlerin sapmasına sebep yaratacak bir kıymeti
yoktur. Bunlar sırf mü'minlerin imanını arttırmak içindir, demektir. Cümleden:
«Senin bu söylediklerinden onun beraberinde hiç bir şey yoktur.» mânâsını
çıkarmamalıdır.
Kastalânî'de bu cümle
şöyle izah edilmiştir: «Onun Allah indinde doğruluğunu gösterecek bir delili
yoktur. Bahusus Allah onda yalancılığını ve küfrünü gösteren ve okumağı bilenin
de, bilmeyenin de okuyacağı açık bir alâmet yaratmıştır.»